Jung ve Astroloji  

 

 

 

 

 

 

 

Astroloji ve diğer kehanet yöntemleri kesinlikle antik çağ bilimi olarak adlandırılabilir.”Jung (1931)

“Bazı mantıklı prosedürler ortadan kalkmış gibi görünüyor, ancak günümüzde belirli bir şöhrete ulaşmış astroloji hala çok canlı. Bilimsel çağın determinizmi de eşzamanlılık ilkesinin ikna edici gücünü tamamen ortadan kaldıramadı. “Jung (1955)

Horoskobun temel anlamı, gezegenlerin konumlarını ve birbirleriyle ilişkilerini (açıları) yol haritası oluşturarak, 4 köşe noktadaki (MC-IC-ASC-DSC) zodyak burçlarının dağılımıyla birlikte değerlendirerek, kişinin psişesini ve bireyin fiziksel yapısını ortaya koyar. Özünde, bir kişinin karakterindeki orijinal ve temel nitelikleri gösterir ve bu nedenle, bireysel psişenin eşdeğeri olarak kabul edilebilir. “Jung (1950)

“Okuyucudan, bu tür düşüncelerin sadece popüler olmadığını, aynı zamanda “burç” yorumcularının zihinlerini bulandıran fantezilere tehlikeli bir şekilde yaklaştığımı gizlemeye çalışmak anlamsızlık olur. Ancak bu, doğruluk, güvenilirlik ve bilimsel yargılama kapasitesi konusunda zor kazandığım ünümü tehlikeye atmak anlamına gelse bile, bu riski almalıyım. Açık konuşmak gerekirse, söz konusu olaylara hazırlıksız yakalanan ve anlaşılmaz doğası nedeniyle herkesi endişelendiriyorum. Bildiğim kadarıyla, hiç kimse bu öngörülebilir astrolojik değişimin olası psişik sonuçlarını inceleme ve ortaya koyma konusunda henüz harekete geçmediğinden, bu konuda elimden geleni yapmayı görevim olarak görüyorum. ” Jung (1958)

Yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı gibi, Jung bir bilim insanı olarak astrolojiye büyük ilgi duyuyordu. Kendisini her zaman bir deneyci olarak düşündü: “Deneyci”, insanların onu tanımlarken kullanmayı tercih ettiği sıfattı. Jung’un astrolojiye girmesi bir empirist olarak oldu ve bu denemede Jung’un astrolojiyi nasıl yararlı bulduğunu tartışacağız. Batı’daki çoğu modern insan astrolojiyi yararlı olarak görmekten çok uzak, onu ortaçağın anlamsız bir dili olarak görmezden geliyor. Bu makaleyi Jung gibi astrolojiyi nasıl takdir ettiğime dair bir not ekleyeceğim. Astrolojiyi tanımlayarak başlayacağız ve Jung’un bu konudaki anlayışını ve onun içinde yaptığı araştırmayı inceleyeceğiz. Sonra Jung’un hem klinik uygulamasında hem de kolektif bilincimizin evrimine ilişkin analizinde onu nasıl kullandığını ele alacağız.

Etimoloji, “astrolojinin” en basit tanımını sağlar: Yunanca astron + logos kelimelerinden oluşur, yıldız bilgisi anlamına gelir. Jung, eşzamanlılık üzerine yazdığı bir makaleye eklediği kısa bir tanımlama da daha açıktı:

“Astroloji sanatı ve tekniği ile kendilerini iyi hissetmeyen okuyucular için belki birkaç açıklayıcı cümle eklemeliyim. Bunun temeli, bir bireyin doğum anındaki Güneş, Ay ve gezegenlerin burçlarının göreceli olarak düzenlemesidir. Üç ana pozisyon vardır, Güneş, Ay ve Yükselen; sonuncusu, haritanın yorumlanmasında en büyük öneme sahiptir: ASC, doğum anında doğu ufku üzerinde yükselen burcun derecesini temsil eder. Burç, her biri 30° olan 12 “ev” bölümünden oluşur. Astrolojik gelenek onlara, çeşitli “açılara”, yani gezegenlerin ve ışıkların (Güneş ve Ay) açısal ilişkilerine ve zodyak burçlarına farklı nitelikler atfeder. “

Jung astrolojinin eski köklerini ve kullanımını fark etti: Birçok kez astrolojiden “antik çağ bilimi”, “eski astroloji sanatı ve tekniği” ve “asırlık” scienceia intuitiva olarak bahsetti. ‘… ”.
“Antik” ve “çok eski” olsa da Jung, astrolojinin popülaritesinin arttığını da gördü. “Bugün 300 yıl öncesine göre en az bin kat daha fazla yıldız falının yapıldığını” ve “astrolojinin en parlak döneminin cehaletin tepede olduğu Orta Çağ’da olmadığını, ancak yirminci yüzyılın ortalarında gazeteler haftanın yıldız fallarını yayınlamaktan çekinmediklerini kaydetti.”[13]” Bugünlerde burcun neredeyse kartvizit mertebesine ulaştığını “ve” astrolojinin … günümüzde şöhrete kavuştuğunu” iddia etti. ” Jung, astroloji sanatına, tekniğine ve bilimine minnettar bir anlayışa sahipti.

Astrolojiyi sanat, teknik veya bilim olarak tanımlamanın ötesinde, Jung astrolojinin karşılık gelen gezegenlerle “karakterin psikolojik tanımını” sağladığını fark etti. Bir kişinin doğum haritasının bireysel karakterin kronometrik eşdeğeri olduğunu ve hasta hakkında içgörü sağlayabildiğini söyledi. Başka bir deyişle, haritamız ruhumuzun bu enkarnasyon için planının bir mandalası gibidir.

Jung, “transitleri” incelerken gezegenlerin yıl boyunca hareketini kişinin doğum haritasıyla karşılaştırarak, eylemde bir eşzamanlılık örneği elde edebileceğimizi hissetti: Transitler bize, gezegensel açılar ve bireysel düzeyde kişinin karakteri veya mevcut psişik durumu arasında anlamlı bir eşzamanlılık olduğunu anlatır.

“Bir psikiyatrist olarak beni harekete geçiren varsayım değil, görevimi yerine getirmemi ve beni bir dönemin sonuyla uyumlu olacak olaylara hazırlamamı isteyen vicdanımdır. Eski Mısır tarihinden bildiğimiz gibi, bunlar her zaman bir Platonik ayın sonunda ve diğerinin başında ortaya çıkan psişik değişikliklerin tezahürleridir. Görünüşe göre bunlar, kolektif psişenin uzun süreli dönüşümlerini meydana getiren veya bunlara eşlik eden, arketiplerin veya “tanrıların” takımyıldızındaki değişikliklerdir. Tarihsel çağda başlayan bu dönüşüm, önce Boğa çağının Koç çağına, daha sonra da Koç’un, başlangıcı Hıristiyanlığın yükselişi ile çakışan Balık’a geçişinde izlerini bırakmıştır. Şimdi sonbahar ekinoksu Kova burcuna girdiğinde beklenebilecek o büyük değişime yaklaşıyoruz. “

Jung, bir çağdan diğerine geçiş hakkında konuşmak istedi? Çünkü “psişik değişimler” her zaman güzel değildir. Bireysel düzeyde, bir geçiş döneminde (örneğin ergenlik) şaşkın, dağınık, endişeli ve güvensiz hissedebildiğimiz gibi, uzun çağ değişimlerinde yaygın melankoli, halsizlik, hoşnutsuzluk, kaygı hissedebiliriz. Jung bizi uyarmak istedi, böylece biz – onu “duyacak olanlar”- bu “psişik değişimleri” bilinçli olarak deneyimleyebilir ve böylelikle tetikleyebilecekleri yıkıcı dürtüleri sınırlayabiliriz.

Jung’un Astroloji Üzerine Çalışmaları

Jung, astroloji araştırmalarında uzun çağlardaki burçlar arasındaki değişimin farkına vardı. Araştırmanın çoğunda bireylerin haritalarına odaklandı ve 1955’te bildirdiği bir “deney” için 800 harita üzerinde çalıştı. Toplu Çalışmalarının (Collected Works) 8. cildinde, kırk üç paragraf evli çiftlerin haritalarını incelemesinde güneş-ay açılarını inceledi: Güneş-Ay kavuşumlarının ve Güneş-Ay karşıtlıklarının oldukça yaygın olduğunu raporladı. Bu deneyin sonucu neydi? Jung bunu şöyle bildirdi:

“İstatistiksel materyal, hem pratik hem de teorik olarak olasılık dışı bir kombinasyonunun geleneksel astrolojik beklentilerle çakışıp meydana geldiğini gösteriyor ki böyle bir tesadüfün meydana gelmesi o kadar imkansız ve o kadar inanılmaz ki hiç kimse böyle bir şeyi tahmin etmeye cesaret edemezdi.”

Jung Astrolojiyi Nasıl Kullandı?

Jung’un astrolojiyi kullandığı yollardan biri, içgörü elde etmekti: “Astroloji, bireyin karakterinin aşağı yukarı bütün bir resmini verebilir”. “Antik zamanlardan beri” astrologlar “çeşitli gezegenler, evler, zodyak burçları ve açılar arasında bir uygunluk gördü.” Bunların hepsi“ bir karaktere veya belirli bir durumun yorumlanmasına temel teşkil eden anlamlara sahiptir. Örneğin, Jung bir kadın hastanın haritasını çıkardı. Haritası neyi gösteriyordu? Güneş ve Ay kavuşumunu zıtların birliğinin sembolü olarak bu birliğin, yani karşıtların geriliminin uzlaşmasının “ruhunun amaçladığı şey” olduğu sonucuna vardı. Jung, “gezegensel açıların” bize bireyin “psiko-fizyolojik eğilimi” hakkında ipuçları verebileceğini düşünüyordu:

“Gezegenlerin konumlarını ve birbirleriyle ilişkileri (açıları), burçların köşe noktalardaki dağılımı ile doğum haritası kişinin önce psişik, sonra da bireyin fiziksel yapısını verir. ” ve öğrencilerinin çoğu, örn. Liz Greene, Alice Howell, Ellynor Barz ve Kathleen Burt Jung’un ifadesiyle, “tüm horoskobun bireysel karakterin kronometrik eşdeğeri olduğu anlayışıyla” onun çalışmalarını ele aldılar. “ve zaman içinde değiştiğimiz gibi, transitler büyümemizi gösterebilir, açıklayabilir ve zamanlayabilir:

“Gezegenlerin evlerden geçen yolculuğu gezegensel tanrı veya iblis tarafından uygun şekilde temsil edilen psişik bir engelin veya özerk bir kompleksin aşılmasını ifade eder.”

Sue Mehrtens

Çeviren: Gülden Bulut

Bibliography

Barz, Ellynor, Gods and Planets: The Archetypes of Astrology. Wilmette IL: Chiron Publications, 1991.

Boynton, Robert (2004), “In the Jung Archives,” The New York Times Book Review (January 11, 2004), 8.

Burt, Kathleen, Archetypes of the Zodiac. St. Paul: Llewellyn Publications, 2002.

Greene, Liz, Relating: An Astrological Guide to Living with Others on a Small Planet. York Beach ME: Samuel Weiser, 1978.

________, The Astrology of Fate. York Beach ME: Samuel Weiser, 1984.

________, Saturn: A New Look at an Old Devil. York Beach ME: Samuel Weiser, 1976.

________, The Inner Planets: Building Blocks of Personal Reality. York Beach ME: Samuel Weiser, 1993.

________, The Luminaries: The Psychology of the Sun and the Moon in the Horoscope. York Beach ME: Samuel Weiser, 1992.

Howell, Alice, Jungian Symbolism in Astrology. Wheaton IL: Quest, 1987.

Jung, C.G. (1960), ”The Structure and Dynamics of the Psyche,” CW 8. Princeton: Princeton University Press.

________ (1959), “Aion,” Collected Works, 9ii. Princeton: Princeton University Press.

________ (1970), “Civilization in Transition,” CW 10. Princeton: Princeton University Press.

________ (1963), “Mysterium Coniunctionis,” CW 14. Princeton: Princeton University Press.

________ (1976), ”The Symbolic Life,” CW 18. Princeton: Princeton University Press.

________ (1975), Letters, ed. Gerhard Adler & Aniela Jaffé. 2 vols. Princeton: Princeton University Press.

Sakoian, Frances & Louis Acker (1972), That Inconjunct-Quincunx: The Not So Minor Aspect. Lakemont GA: Copple House Books Inc.

________ (1973), The Astrologer’s Handbook. New York: Harper & Row.

________ (1976), The Astrology of Human Relationships. New York: Harper & Row.

________ (1977), Predictive Astrology. New York: Harper & Row.

________ (1978), Those Inconjunct Quincunx Transits (no further bibliographic data given)

________ & Betty Caulfield (1980), Astrological Patterns: The Key to Self-Discovery. New York: Harper & Row.

Skolimowski, Henryk (1996), “The Methodology of Participation,” Revisioning Science: Essays Toward a New Knowledge Base for Our Culture, ed. S. Mehrtens. Waterbury VT: The Potlatch Press.

Kategoriler

Astroloji Dergisi 

Son Makaleler

Youtube Kanalımız

Benzer Makaleler

Menü