Ezoterik Bakış Açısıyla Venüs ve Venüs Burçlarda

Herbirimizin içinde bizi ilerlemeye yönelten, Venüs’ün gücüdür; hem kendimiz hem diğerleri için saf ve uyumlu olan yolumuzu, kaosumuzu, yaratıcılığımızı bulduran…

“Güneşi örten bir bulut olarak gelir o arzu. Ama o içkin bulutun ardında sevgi vardır, Yeryüzünde sevgi ve Semada sevgi… Ve bu –her şeyi tazeleyen- sevgi, mutlaka açığa çıkarılmalıdır.” Alice A. Bailey, Ezoterik Psikoloji

Venüs’ün Ruhsal Amacı Üzerine

Venüs’ün natal horoskoptaki konumu “kaynaşma dürtüsü” olarak tanımlanır. O, insanları bir araya getiren manyetik güçtür, maksadı da hayata daha çok güzellik ve ahenk getirmektir. Venüs, sadece diğerleri arasında birleştirici kapasitesinden ibaret değildir, aynı zamanda kişinin kendisinde de aynı etkiyi yapar. Güzeller güzeli gezegensel “kız kardeşimiz”in odağı ve gücüdür bu. Ve bu güç, kendi içsel bütünlüğümüzü geliştirme arayışımızda bize yardım eder. Yolumuzu, kaosumuzu ve yaratıcılığımızı açığa çıkarmamız için bizi dürten hepimizin içindeki Venüs gücüdür. Bu bakımdan, sanatların, şairane esinlerin ve kendimizi gerçekleştirmemiz için gereken idealist hayallerin ilham veren sesidir. O, ressamın fırçasındaki hayaldir, dansözün adımındaki zarafettir, aşığın ağzındaki inlemedir.

Kişisel günlük hayatlarımızda, Venüs sosyal adaba uygun kuralları oluşturmak ve koruma konusunda elzem faktördür. Bütün insani etkileşimlerde Doğru İnsan İlişkileri Yasasının (Law of Right Human Relationships) üstün geldiği bir dünya yaratmak onun arzusudur. Bu faktör onu Terazi’de yücelen Satürn ile yakınlaştırır. Terazinin yöneticisi olarak, Venüs küçük kız kardeşleri olan asteroid Juno, Vesta, Ceres ile Evliliğin Muhafızı olarak birlikte çalışır, toplumsal kuralların uygulanmasıyla aile ocağının korumalığını yapar. İki kefenin dengesi vasıtasıyla, sadece cinsiyet eşitliği prensibini öğretmekle kalmaz, aynı zamanda tüm insanlar arasında olması gereken daha büyük, her şeyi kapsayan bir eşitliği de savunur. Terazi vasıtasıyla o, evrenin temelini oluşturan Karma Yasası ve İlahi Dengenin bedenlenmiş hali olmuştur. Diğer burcu (Boğa) vasıtasıyla ise Venüs, arzuları yönetir; bu arzu, suret, maddiyat, mal mülk, toprak ve bu nesneleri edinmekle gelen duyusal hissiyatlara yöneliktir. Bu, Boğa’nın Altın Buzağısıdır. Venüs, gelişmemiş arzu bedenimizin düşük seviyesinden çalıştığında her şeyi isteriz ve bu isteme hali ayrım gözetmemektedir. İsteklerimizin, ihtiyaçlarımızın sınırı yoktur, hayata dair bir doyumsuzluğa düşeriz. İnsan, Ruhuyla daha derin bir birliğe ulaştıkça (ki bu da Venüsün bir etkisidir), Ruh-odaklı olur, maddi tatmin sağlayan şeyler ruhun ihtiyaç ve isteklerinin birer uzantısı olur. Aslına bakılırsa, bundan itibaren hayatımıza çektiğimiz suretler kendilerini ruhumuzun yayılımları çerçevesinde daha ulvi sevgi ve bütünlük adına formüle ederler. İşte o zaman bilincimizin okuyla “Boğa’nın Gözü”nden vurmuşuz demektir. Venüs’ün hakiki doğası “Suretlerin Tanrıçası” bu sayede içimizde uyanabilmeye başlar ve arzulayan doğamızın illüzyonundan özgürleşiriz.

Ezoterik astrolojide, Venüs “Çocuk aklı” olarak isimlendirilmiştir. Ama ya aşk ve romantizm? Hani Venüs “gecenin prensesi”, erkeğin arzuladığı denizkızı ve dişil cazibenin mükemmel haliydi? Evet, bunların hepsi doğru, ama Venüs bunlardan çok daha fazlasıdır. Aşk diye bildiğimiz kavram esasında sevginin romantize edilmiş, yüceltilmiş, müzik ve şiirde “ölüm bizi ayırana dek” diye özendirilmiş bir veçhesidir ve nadiren zihinsel ya da mantıklı görülür. Oysa Kadim Bilgelik bize bilincin esas özünün Sevgi olduğunu söyler. Yaşamın İlahi Kaynağının bu öz yayılımları ve bunun insan vasıtasıyla bedenlenişi, Evrensel Aklın saf dışavurumudur. Ruh seviyesinde Venüs, bu sevgi prensibinin istikrarlı bir ışık ışını gibi belirmesini sağlayan bir araçtır. Tanrı aklında odaklanılmış bir iradedir. Beşinci ışının (bilim ve teknoloji) gezegensel Lordu olarak Venüs, bilgiyi bilgeliğe dönüştürme işlevine sahiptir. Bu da yalnız ve yalnız sevginin katılımıyla mümkündür. Venüs, düşük ve yüksek zihinsel yetiler arasında ahenkli bir bağlantı getirmek üzere ezoterik yöneticiliğindeki burcun bedenlenmesiyle hizmetini gerçekleştirir. İkizler, Merkür ve İkizlerin ezoterik yöneticisi de bilinci yükseltebilir ama “ikiyi” ahenkli veya bütün kılamaz. Bu bütünleşmenin ilahi simyası daha üst boyutta Venüs’ün ellerine bırakılmıştır. Venüs işte bu yüzden Ajna Çakra (3. Göz, Horus’un Gözü, Boğa’nın Gözü, Unicorn vs.) ile yakından ilişkili sayılmıştır. Yani o, sentezin odağı, ikiliğin çözümüdür.

Ruh-odaklı bir bireyin bilinci üzerinde çalıştığı zaman Venüs, sevginin genel geçer işleyiş biçimi ve konsepti “bütünleşme dürtüsü” çok daha farklı bir anlam kazanır. Bundan böyle sevgi, kişinin aktif zekasını yöneten bir yetenek olarak değerlendirilir, yani bilinçli bir şekilde iyilik yapar ve Doğru İnsan İlişkileri geliştiririz. Bu aktivitenin doğası gereği daha düşük seviyenin (kişi odaklı sevgi) bazı hallerinden feragat etmek gerekir, yani sevginin daha kişilerarası niteliklerin artması kişilerüstü uyumun artmasına vesile olabilir. Bu da “sevgi dolu yansızlık” şekline evrilir ki yolun aşığı için bu çokça önemli bir niteliktir. Böylelikle yaşam daha az duygusal merkezli ve daha çok sezgisel kutuplu bir hal alır. Kişi şeyleri sonuçlarına göre tanımlamak yerine, daha çok sebeplerine duyarlı olur. Bu seviyedeki sevgi bir sentezin –Ruhun Yolunun- ürünüdür. Kaybedilen bir şey yoktur. Hatta Venüs, hayatımızın partnerini, gerçek Ruh eşini – Yol boyunca bize arkadaşlık yapacak olan o kardeşimizi – bize getirebilir.

Venüs Koçta (zararda): Koç’un ve yöneticisi Mars’ın ateşli doğası Venüs bu burçta olduğunda öyle kuvvetlidir ki, Venüs dengesini yitirebilir. Bu da sosyal nezaket ve letafet algısını biraz kaybetmesiyle sonuçlanabilir. İradenin bu burçtaki yoğunluğu, Venüs’ün “bütünleşme dürtüsü”nü artıran bir içkinlik verir. Ahenkli ilişkilerin yaratımı, anlık bütünleşme hissiyatından daha az önem arz eder; birleşmek, neyin birleştiğinden daha önemlidir. Yine de bu kombinasyondaki güzellik ve güç asla küçümsenmemelidir. Venüs’ü Koçta olan Ruh-odaklı birey, insan enerjilerinin daha direkt kaynaşması hatırına insanlar arasındaki farklılıkları görmezden gelmeye yatkındır. Bu pozisyonun ruhsal gayesi daha üst bir amaç için insan ilişkilerinde kişinin sevme iradesindeki yoğunluğu bütünün hayrını gerçekleştirmek için kullanmaktır.

Venüs Boğada (geleneksel yöneticisi): Nefs-odaklı haritada Venüs bu pozisyondaysa, kişiyi maddi servet birikimi konusunda genellikle kutsar ve cesaretli kılar. Gelişmiş bir arzu verir ve buna ulaşmak için gereken çekim gücünü (manyetizm) sağlar. Ezoterik bakış açısı ise epey farklıdır. Ruh-odaklı haritada, kişi maddeyi Ruhsal güç –iyilik arzusu ve bilincin dışavurumu- adına bir vasıta olarak kullanır. Bu bakımdan, Boğadaki Venüs maddenin tuzağına düşmez; gözlerini (nesnenin ardındaki) fikri ya da surete bürünmüş yaşam gücünün kalitesini incelemek için kullanır. Boğadaki Venüs bu seviyede, belirli kişi ya da nesne ile temsil edilen enerjinin doğasına dair oldukça duyarlıdır. Ruhsal gaye, uzmanlığa ulaşmak, maddi cazibenin üzerine yükselmek için önemli bir mevzudur ve bu bilgelik, kullanan kişiyi insanlık sevgisine ulaştırır.

Venüs İkizlerde (Ruh-odaklı yöneticisi): Nefsani seviyede bu genellikle Venüs için güçsüz bir pozisyon görülür. Burası onun en sığ ve kaypak olduğu yerdir, bir ilişkiden öbürüne geçerken bir türlü kararını veremez ve genellikle iki –birbirinden epey farklı- ilişkide birden gönül eğlendirir. Ruh-odaklı seviyedeki Venüs ise tamamen farklı bir bakış açısından seyreder. Burası onun insan ilişkileri dinamiğinde çokça karşılaşılan çeşitli ikilemleri ve zıtlıkları bütünleştirdiği yerdir ve böylelikle onları çok daha ahenkli bir bütün haline getirir. İkinci Işının enerjisi (İkizler), Venüs’ün Yüksek Benliğın niyetiyle bütünleştiği alandır ve insan ilişkilerini en yüksek potansiyeline ulaştırmak üzere çalışır. Böylelikle İkizlerdeki Venüs kendi ruhsal gayesine hizmet etmiş olur.

Venüs Yengeçte: Hem nefsani hem ruhani seviyelerde, Venüs için en güzel yerleşimlerden biri olabilir bu. Yüksek seviyelerde aktive edildiği zaman bu pozisyon sevginin koruyucu ve gözetici özünü açığa çıkartır. Yengeçteki Venüs ilişkilerin manevi odaklarını gözetir, İlahi Yasanın sağlıklı işlemesi için tam da yeterli enerjiyi sağlar. Hiçbir şey israf/heba olmaz: tüm kaynaklar insan ilişkilerinin devamını desteklemek uğruna kullanılır, böylelikle ruh yoluna devam edebilir. Neptün, Yengecin ezoterik yöneticisi olarak burayı destekleme fırsatına sahiptir, bu sayede sevginin daha evrensel olan niteliklerinin bedenlenmesi mümkün olur. Ruh gayesi, ayrışma şeklinde kendisini gösterir; özgürleştireceği yerde bağlayan, besleyeceği yerde boğan insani duygulardan ayrıştırır.

Venüs Aslanda: Bu ne kadar yaratıcı bir pozisyon olsa da, nefsani seviyede Aslandaki Venüsün epey bir önyargılı olma eğilimi vardır. Aslan yalnızca kendi favorilerini sever, genellikle de kendi kişisel ihtiyaç ve arzularına hitap eden ilişkileri seçer. Ruh seviyesinde ise, tüm insanlar Kalbin sevgi (yi sunmasına aracı olan) objeleridir. Aslandaki Venüs bu sayede Yaratıcı Ruhun işini yapma fırsatını arttırabilir. Beşinci Işın hem Aslanda hem Venüs’te aktive olarak Ruh gayelerine hizmet edebilir ve bu Işının esas noktasını – Doğru İnsan İlişkileri Yasası- açığa çıkarabilir. Bu yeti, zihne kuvvet verir böylelikle de her insandaki yaratıcı potansiyel tüm ilişkilerde teşvik edilir.

Venüs Başakta (düşük): Alt benlik perspektifinden bakıldığında, Başak burcunun eleştirel doğası nedeniyle Venüs düşer, ki bu kombinasyonda sık görülen bir karakteristiktir. Diğer insanlar durmadan bizim yargımıza maruz kalırsa sevginin bütünlüğü kendisini nasıl gösterebilir? Ezoterik olarak, Bakire –Başak burcu- Sevginin gizli prensibini afişe eder. Bu noktada (Başak), Evladını doğuran Anadır ve Sevginin tam olarak bedenlenmiş halidir. Başaktaki Venüs sayesinde, Ruhun bilinci insanın suretine iner ve kendisini diğerlerine diğerkam hizmet şeklinde yansıtır. Bu (maddeye doğru) düşüş, dolayısıyla olduğu haliyle –kurban olmak olarak- yorumlanır. Ruhun gayesi bu pozisyonda daha yüce bütünlüğe, birliğe ve iyiliğe ulaştıran Şifa Vazifelerini hem kendi hayatında hem de diğerlerinin hayatında gerçekleştirmektir.

Venüs Terazide (geleneksel yöneticisi): Bu pozisyonda esas Ruh gayesi, bilinci madde vasıtasıyla dengeye teşvik etmektir, arzulayan doğa daha yüce olanın bilincine, Yüksel Benliğin kişiler üstü sevgisine eşittir. Birey böylelikle bu eşitlik bakış açısı vasıtasıyla başkalarının hayatlarına dokunabilir. Bu da kolektifin iyiliğini amaçlayan grup ilişkileri vasıtasıyla elde edilir. Bu hususta, Terazi’nin ezoterik yöneticisi, Kova’nın (gruplar ve organizasyonlar) eksoterik yöneticisi Uranüs’ün etkilerini iş başında görebiliriz. Birey, idealize ettiği sıklıkla da kişisel duygu seviyesinden Ruh-Eşi diye yanlış yorduğu mükemmel partnerin, Yolda edindiği ve ortak paydada birleştiği yoldaşlardan biriyle manevi yoldaşlık etmesi ile bulunduğunu öğrenmektedir.

Venüs Akrepte (zararda): Bu burçta bulunan herhangi bir gezegene çok büyük hayat dersleri eşlik eder ama mükâfatı da bir o kadar büyük olur. Akrebin kapısı aracılığıyla gerçekleşen büyük dönüşüm savaşı, alt benliğin arzusu ve (Ruhun dışavurumuyla) sevginin kurtuluşu arasında vukû bulur. Ruh gayesi, bireyin hayatındaki sevgi olasılıklarına hazırlanması hususunda büyük öneme sahiptir. Bu enkarnasyonunda, Venüsü Akrepte olan kişi, bencilliğin, kıskançlığın, bağımlılığın ya da ilahi sevginin yaratımına ket vuran bütün alt duyguların tüm veçhelerini dönüştürebilir. Bilhassa da bizi büyük amaçlarımıza bütünleyen sevginin bir uzantısı olarak cinselliğin dışa vurulması şarttır.  Bu derslerde ustalaştığı vakit, bu pozisyon kişiye “iyilik yapma iradesi” olarak bilinen manyetik gücü bahşeder.

Venüs Yayda: Bu makale serisinde daha önce Sentor’un ezoterik yöneticisinin Dünya olduğunu görmüştük. Tıpkı öyle, bu kombinasyonda da Terra ve Venüs’ün kaynaştığını görüyoruz ve bu çok özel bir kaynaşma! Bu birliktelik, alt benliğin (Dünya) üst benlik (Venüs) tarafından aşırı aydınlatılışını sembolize eder. Nefsani düzeyde bu poziyon, kendi ilişkileri konusunda gerçekçi ya da elverişli olmak yerine idealist olan kişilere götürür. Venüs’ü Yayda olan Ruh-odaklı birey ise, Doğru İnsan İlişkilerine dair üst konseptlerini gerçekleştirme ihtiyacının farkındadır ve onu Dünyaya indirir. Bu da genellikle eğitim ve yayıncılık yoluyla gerçekleşir. Eğer Yay’ın Beşinci Işın etkisi bilhassa güçlüyse, birey Venüs’ünün Ruh gayesini gerçekleştirmek adına ayrıca bilim dünyasını da bir vasıta olarak kullanabilir.

Venüs Oğlakta: Bu yerleşime sahip Ruh-odaklı birey daima iş başında, yapı inşa etmekte ve insanlar arasında en yüksek hayra olacak bağlantılar kurmaktadır. Oğlak topraksı bir burç olduğundan, bu işin doğası materyal kaynakların doğru kullanımını ilgilendirir. Keçide yerleşen herhangi bir gezegen “doruğuna ulaşır” derler. Yani, kişinin gizli potansiyelini ve en büyük gücünü ifade etmesi bu enkarnasyonunda mümkündür. Venüs Oğlaktayken nefsani düzeyde işlev gösterdiği zaman, insan genellikle yüksek mevkili kişileri tanımak ister ya da kendisi –sağladığı sosyal avantajlar nedeniyle- o mevkide bulunmak ister. Ruh düzeyinde, bu “yüksek mevkiler” bilincin zirveleridir, bireyin Sevgi Dolu İstek ile hizmet etmesine müsaade eder. Ruh gayesinin bulunduğu yer de tam burasıdır.

Venüs Kovada: Su Taşıyıcısının ezoterik yöneticisi Jüpiterdir. Venüsün bu burçta oluşu ezoterik seviyede, iki “iyicil” gezegeni buluşturur, ki bu da insan dinamiklerinde güzel başarıların önünü açar. Venüsün Mental enerjili Beşinci Işını, Jüpiter’in Sevgi/Bilgelik enerjili İkinci Işını birleşir. Böylelikle, zihin insanlığın hayrına teknik yaratımlar için ilham bulur. Nefsani düzeyde, Kova’daki Venüs’ün enerjilerini her yana kolayca saçtığı görülebilir. Yüksek Benliğin seviyesinde, Ruhun manyetik niteliği bütün insan kaynaklarından beslenerek bu pozisyona çok kuvvetli sentetik bir nitelik katar. Bu hususta, Kova’da Venüs’ü bulunan bir insan, farklı geçmişe ve kültüre sahip olan birçok insanı kolektifin iyiliği için bir araya getirebilir. Böylelikle Kova’daki Venüs’ün Ruh gayesi gerçekleşmiş olur.

Venüs Balıkta (yücelimde): Bu pozisyon “Aşk her şeyin üstesinden gelir” deyiminin tam anlamıyla beden bulmuş halidir. Ruh-odaklı seviyede, İrade/Güç odaklı İlk Işının muhteşem enerjisi Balık burcunun ezoterik yöneticisi, Plüton tarafından çok güçlü bir şekilde ortaya konur. Plüton, iki Balığı birbirinden ayıran kordonu yok eder, böylelikle alt benlik nihayetinde Üst benlik ile kavuşur. Ruhun Sevgisinin nihai gayesi de bu değil midir? Balıkta, bu gaye tamamlanır ve kişi benliğine işkence eden düaliteden özgürleşir. Venüs’ü Balık’ta doğan insanların bu dünyaya öğrenmek için geldikleri şey, Doğru İnsan İlişkilerinin bilim ve teknolojilerini (Venüsün Beşinci Işın niteliği) tüm insanlığa duyulan sevgi dürtüsü ile (Balığın İkinci ve Altıncı Işın niteliği) kaynaştırmak, böylece “Bilgeliğin Hakiki Öğretmenleri” mertebesine çıkmaktır.

Alan Oken

Çeviren:Serkan Önder

Kategoriler

Astroloji Dergisi 

Son Makaleler

Youtube Kanalımız

Benzer Makaleler

Menü