Arketipleri Astrolojide Kullanmak

Kişiye özgü doğum haritasını arketiplerle yorumlamak oldukça yol göstericidir. Önce arketipin ne olduğuna ve bu kavramın nasıl ortaya çıktığına bakalım: Carl Gustav Jung, Freud ile uzun bir zaman birlikte çalıştı, bir süre sonra onları ayıran, Jung’un bilinçdışına bakışının Freud’dan farklı olmasıydı: Jung, bilinçdışını bireysel ve kolektif bilinçdışı olarak ikiye ayırdı. Kişisel bilinçdışı kişinin bireysel deneyimlerinden, bastırdığı anı ve düşüncelerden oluşur, kolektif bilindışı ise tüm insanlığın birbirine miras bıraktığı farkında olmadığımız zihinsel bir alandır. Örneğin yılandan korkarız ama bunun için daha önce yılan görmemize gerek yoktur. İnsanlığın örtük hafızasında yılanın tehlikeli olduğuna dair bir düşünce vardır. Bunun kolektif bir deneyim olduğunu da söyleyebiliriz: Afrika’da yaşam yolculuğuna başlayan atalarımız sıcak kıtanın çöllerinde yılanları öldürücü ve tehlikeli bulmuş olmalı ki, yılanın yaşamı tehdit eden olduğu fikrine sahip olmuştur. Sadece biz de değil hayvanlarda bu kuyudan bilgi çekerler: Kuşların yılın hangi zamanları göç edip nereye nasıl gidecekleri kolektif hafızanın içeriğinde saklıdır.

Jung, kolektif bilinçdışı içeriklerinin arketiplerden oluştuğunu söyler. Arketip kelimesi arche ve typos kelimelerinin birleşmesinden oluşur. ‘İlk örnek’ olarak türkçeleştirebileceğimiz kelime, tüm insanlarda var olan ve geçmişten gelen bilinçdışında olan ortak imgelerdir. Jung mitosları incelediğinde benzer görünümlerin olduğunun farkına varır; mitos ve masalların özü benzer hikayeleri benzer sembolleri benzer kahramanları barındırır. Bu sembolik dil arketipsel okuma ile anlam kazanır. Herakles aslanı alt edip postuna sırtına geçirirken, Zeus işler istediği gitmediğinde şimşeklerini Olimpos’un tepesinden fırlatırken kolektif bilinçdışında var olan insanlığın ortak korkularını, arzularını, isteklerini gerçekleştirir. Mitler de yetmez masallar da arketipsel birer üründür. Uyuyan güzel, prensin onu uyandırmasını beklerken hiçbir şeyin farkında olmadan yıllar geçer. Bu kız içimizdeki duymayan görmeyen bir yanımıza denk gelir. Artık mitler üretmiyoruz diye onları yok sayamayız. Rüyalarımız da mitlere taş çıkartacak kadar renkli ve bu hikayelerin her biri doğum haritalarımızda iz bırakıyor.

Arketipsel Sembolizm

Öncelik olarak astrolojinin Jung’un söylediği gibi yıldızlarla pek ilgisi yoktur. Bu bizim astrolojiyle ilgili bildiğimiz tüm ezberleri bozar. Güneş şu veya bu burçtayken gök cisimlerinin hareket etmesi temel alınmaz mı? Evet, alınır ama zodyağın 12 burca bölünmesi tamamen sembolik bir bölünmedir.  Örneğin ilkbahar mevsiminin ilk ayında baharla birlikte uyanan doğa, canlılığın, yaşamın, kendini gerçekleştirmeye dair bir harekete karşılık gelir ki biz Güneş Koç burcunda derken döngünün bu aralığına benzer bir oluş bekleriz. Koç burcu, kahraman arketipine denktir. Joseph Campbel kahramanın geçtiği on iki aşamayı anlatırken, yine bir kahraman olan Herkül on iki zorlu görevin üzerinden gelirken bizi ortak bir sembolik dile götürür.

Jung’un önem verdiği arketipler arasında anne, baba, persona, gölge, anima, animus, self, persona gibi arketipler vardır. İlerleyen yazılarda daha detaylı bir şekilde her arketipi dolayısıyla her burcu ve gezegeni inceleyeceğiz. Ve onları incelerken yolumuz mitoslardan, edebiyattan, masallardan geçecek. Örneğin Koç’un neden hızlı davrandığını ve kaba olduğunu mitoslarda, dolayısıyla arketiplerde arayacağız. Unutulmaması gereken nokta bunlar sadece Güneş’e Koç burcu olan kişilere ait olmaması, tüm arketipler hepimizle ilgili. Çünkü doğum haritalarımızda örneğin kahraman (Koç) motifi farklı şekillerde ortaya çıkıyor. Bu nedenle arketipleri anlamak astrolojik açıdan haritayı çözmeye eşdeğerdir.

Gülden Bulut, 2023

Her hakkı saklıdır.

 

Kategoriler

Astroloji Dergisi 

Son Makaleler

Youtube Kanalımız

Benzer Makaleler

Menü